Anayasayı uygulamayanlarla hiçbir pazarlık içinde olmayız

DUVAR – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özel, Kürt sorununun çözümü için bir kez daha Meclis’i işaret etti, Türkiye’nin her alanda demokratik hale getirilmesi ile çözüleceğini söyledi. Yeni anayasa ilişkin ise Özel, “Mevcut anayasaya uymayanlarla anayasa masasına oturmayız. Hiçbir pazarlığın tarafından olmayız, olanları görürsek de onlarla aynı yerde olmayız” dedi. 

Suriye’de Alevilere yönelik saldırılara da tepki gösteren Özel, AK Parti iktidarının Suriye’ye ilişkin söylemlerini de eleştirerek “Cihatçıların görev yaptığı orduya Alevilerin hayatı teslime dilemezdi” dedi.  

Özel’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

SOKAK HAYVANLARI YASASI İÇİN ERDOĞAN’A ÇAĞRI: Konya’da 2 yaşında Rana bebek, sokak köpeklerinin saldırısıyla feci şekilde can verdi. Bugün de Erzurum’da 10 yaşında Murat’ımız bir saldırıya maruz kaldı, yaralı. Sağlık durumunun iyiye gitmesini temenni ediyoruz. Normalde bu iki olay Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde olsa ve bir şey söylemeye kalksak siyasetin girdabı içinde kaybolur, savrulur, bir yere gider. Konya ve Erzurum Belediyeleri, AK Partili. Belediye hangi belediye olursa olsun bu yasa yürürlükte olduktan sonra ve bu şekilde uygulandıktan sonra bu tip durumların olması kaçınılmaz. Biz yasanın çıktığı tarihte, hem bunu AYM’ye götüreceğimizi hem de bu yasanın sokaktaki popülasyonu artıracağını söyledik. Aşılama oranlarını düşüreceğini söyledik. Kısırlaştırma oranlarının azalacağını söyledik. Saldırgan ırkların tespitinin ve izolasyonunun imkansızlaşacağını söyledik. Çünkü getirdikleri yasa ilk haliyle ‘al, götür, öldür’dü. Sonra ‘al götür, ne yaparsan yap’ oldu. Yasa böyle diyorken, bu kadar da büyük ekonomik kriz varken, hele bizim belediyeler özel olarak ‘silkeleniyorken’, çok sayıda hayvan barınağı lazımken bunun da önünde engel.

Mali imkanlar, imkan sağlayacakları hiçbir seçenek belediyelere vermediler. İşte Konya, Erzurum, AK Parti’nin büyükşehir belediyeleri. Çıkıp hamaset yapsam, ‘çocuklar orada öldü’ diye, bir CHP’li belediyede olsa inanın yapacaklar. Yapmıyorum çünkü yasa kötü. Buradan Sayın Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum. AYM’nin iptal etmesini beklemeyin. Gelin Meclis’te şu yasayı düzeltelim.

KALEMİN SAHİBİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Kartalkaya’da 36’sı çocuk, bebek, 78 canımızın hesabını sormaya, bu meselenin peşini bırakmamaya devam edeceğiz. Sayın Ali Yerlikaya’ya da söylüyorum. ’10 gün bekleyin’ dedi, ‘bekleyeceğiz’ dedim, yeter ki adil olsun. Kendi talep ettiği sürenin üzerinden 39 gün geçti. Suspus bir kenarda oturuyor çünkü onu atayan dolma kalemin mürekkebiyle suçluyu atayan dolma kalemin mürekkebi aynı, kalemin sahibi de Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değil.

TÜRKİYE’Yİ TRUMP’A, PUTİN’E İTMEYİN: Geçen hafta Brüksel’e gittik, ziyaretler yaptık. Avrupa Parlamentosu yaptığımız konuşma büyük bir dikkatle takip edildi. Ana mesaj Türkiye ile Avrupa Birliği’nin ilişkilerinin iki tarafın da çıkarına olduğuydu. Birlikte NATO üyesiyiz, NATO’nun en büyük ordusu ABD. Trump’ın ortaya koyduğu yeni yaklaşım, her gün gündeme bıraktığı bir bomba… Onlara şunu hatırlattım, ‘Keşke NATO’nun en büyük ikinci ordusu tam üyeniz olsaydı.’ Elbette Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmediği noktada tam üye olmasını kimse bekleyemez. Hatanın büyüğü Türkiye’nin değil, Türkiye’yi 22 yıldır yöneten bu hükümetin. Ama Avrupa Birliği de hatalar yaptı. Onları da anımsattık ve dedik ki: ‘Türkiye’yi Trump’a, Putin’e itmeyin. Türkiye’yi çağdaş dünyanın dışına itmeyin. Türkiye’yi kapsayın.’ Deniyor ki, ‘Avrupa’nın da Türkiye’ye ihtiyacı var ama keşke demokratik standartları sağlasa.’ Önümüzdeki seçim bir anlamda referandumdur. Ya Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetlere doğru yürüyüp yakalayıp geçeceğiz, zenginleşeceğiz ve demokratikleşeceğiz ya da son cumhurbaşkanının götürdüğü tarafa gidip hep birlikte perişan olacağız. O sandığı bekliyor millet. 

5 YILDA 15 BİN HEKİM YURT DIŞINA GİTTİ: 14 Mart Tıp Bayramı geliyor, ne sağlık çalışanları sistemden memnun ne de vatandaş. Türkiye’de bugün sağlık çalışanları hak ettikleri itibarı göremiyor madden ve manen. Son 5 yılda, 70 binden fazla sağlık çalışanı şiddet mağduru olmuş. Sağlıkçılar pandemide, depremde cansiperane çalıştılar. Herkes onları övüyordu, ‘hakkınız ödenmez’ dediler, gerçekten de ödemediler. Son 5 yılda 15 bini aşkın hekim yurt dışına gitti. Bu rakam daha 2 binken Erdoğan ‘giderlerse gitsinler’ demişti. Hadi devam et bakalım asistanlarla. Ülkemizde hekim sayısı yetersiz. Belirsiz performans hedefleri, güvencesiz çalışma, aşırı iş yükü ile karşı karşıyalar. Atamada, yükselmede liyakat yok, partizanlık var. Hangi sendikaya üye olduğun önemli. 14 Mart’ta aile hekimleri bir kez daha iş bırakma eylemi yapacaklar. Bu bir çığlık. Bu çığlığın duyulması lazım. 

ÇAYIRHAN BEDAVAYA GİTTİ: Çayırhan bedavaya gitti. Çayırhan Termik Santrali’nin değeri 1 milyar dolar. Kömür sahalarının yaklaşık değeri de 3,5 milyar dolar. Toplam 4,5 milyar dolar bugünkü kurla 164 milyar ediyor. Çayırhan’ı kaça verdiler biliyor musunuz? 20 milyar TL’ye, 35 yıllığına. Taşınmazların mülkiyeti tamamen el değiştirdi. Üstelik yüzde 20’si peşin, gerisi Türk Lirası üzerinden 6 taksitle ödenecek. Şirket yılda 120 milyon dolar kar edecek. Özelleştirme bedelini 5 yıl içinde çıkartacak, geri kalan 30 yıl kâra çalışacak. Özelleştirmesek bu paranın 7 katı cepte. İhaleyi alan şirkete, hem işçi hakları hem iş sağlığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği üzerinden gözümüz üzerinde. Çayırhan işçisi yalnız değildir. Bir de orta vade bir şey söyleyeceğim; seçimden sonra Çayırhan bizimdir kardeşim. Geri alacağız. Tayyip Bey’in şartnamesine güvenip de oradan buradan yangından mal kaçırır gibi bu milletin malını aldırtmayız. Milletin malını size yedirmeyeceğiz, söz veriyoruz.

ENFLASYON ÇIKIŞI… YAPTIR BAKALIM ANKETİ: TÜİK’in verilerine hiçbir partinin seçmeni inanmıyor. MHP’li seçmenin yüzde 93’ü TÜİK’in enflasyon verilerine güvenmiyor. Sokaktaki AK Partili de öyle diyor. Çünkü boğazından geçmiyor, karnını doyuramıyor, fileyi dolduramıyor. AK Partililerin de yüzde 68’i açıklanan enflasyon verilerine inanmıyor. Erdoğan, yaptır kendi çalışmanı bakalım açıklanan enflasyona inanan AK Partili var mı sokakta görelim. Tayyip Bey, bir bakalım ne olmuş ne bitmiş diye yalan yanlış videolarla, onla bunla, sahte sapan montajlarla gösteriyorsun ya, yaptır çalışmayı bakalım. 

İFTAR HESABI: Zincir lokantalar, bu zincirlerdeki sürekli et satan mağazalar için Et ve Süt Kurumu bir anlaşma yapmış. Onlara 175 liradan getirdiği ithal canlı hayvanı veriyor. Ama soğukta -17 derecede kuyruk bekleyenlere 400 lira. Onlara her gün istedikleri kadar var 270 liradan ama soğukta bekleyen vatandaşa 1 kilo sınırı var. -17’de beklemezsen gidip de marketten alırsan aynı eti kilosu 750 liraya satıyorlar.

Ramazan’dayız, iftara 4 kişilik aile 4 kişilik komşuyu davet ederse ne olur? Mercimek çorbası, makul miktar pide, kavurma, pilav, cacık, baklava. Geçen sene 4 kişilik aileyi davet edip onlara bunu evde pişirmenin maliyeti 1.370 liraydı. Bugün aynı iftar sofrasının maliyeti 2.530 lira olmuş. Aradaki 1.200 lira Tayyip Bey’in iktidarda olmasının iftar sofrasına maliyeti. Tam olarak artış yüzde 85.

VEDAT MİLOR’E SORUŞTURMA: İftardaki dört kap yemeğin kişi başın maliyeti 230 TL. İstanbul’da Ekrem Başkan’ın başlattığı kent lokantalarından şu anda ülke genelinde 110 tane açıldı. kent lokantalarında yediği yemeği, sosyal medyada paylaşan Vedat Milor’a soruşturma açıldı. Çünkü Vedat Milor ‘Herkes konuşuyor, çok ucuz, herkes gidiyor, gideyim yiyeyim bakalım’ demiş. Yiyince de ‘Bu fiyata bu lezzet gerçekten inanılmaz’ demiş. Vedat Milor’a soruşturma açtılar. Ticaret Bakanı da diyor ki, ‘Ne yaptık, kent lokantasına mı açtık? Vedat Milor’a gittik, sorduk. Sen burada gizli reklam mı yapıyorsun?’ Be Allah’ın adamı, kent lokantasının reklama mı ihtiyacı var? 1 bir mercimek çorbasının 150-200 lira olduğu yerde mercimek çorbası yanında daha üç kap yemek 50 liraya satılıyor, önünde 500 metre kuyruk var. Allah akıl fikir versin.

GELEN PARAYLA GİDEN PARAYI KARIŞTIRDILAR: Ahmet Özer’i içeride tutmaya, Rıza Akpolat’ı, Alaattin Köseler başkanımızı abuk sabuk iddialarla içeride tutmaya devam ediyorlar. Beykoz Belediye Başkanımız yoksula yardım için alınan peynirin, yoğurdun, tereyağının, tuzun, parmak patatesin hesabını veriyor. Hoş geldin bebek paketi yüzünden soru soruyorlar, tutuklama yapıyorlar. Ahmet Özer’e 4 ay önce ‘Niye konser yaptın’ diyen savcı bugün Alaattin Köseler’e ‘Konseri niye iptal ettin’ diye soruyor. 67.000 lira para hareketi bulmuşlar, ‘Belediye özel kalemden 67.000 lira almışsın’ demişler, Alaattin Köseler ‘Tövbe, almadım’ demiş. Bir bakmışlar giden para değil, gelen para. Gelen parayla giden parayı karıştıran izansız, bu adamı yolsuzluktan içeride tutuyor. Yazıklar olsun hepsine.

DOSYAYI HAKİME VERECEKTİK, SÜLEYMAN SOYLU ELİMİZDEN ALDI: 2011 yılı, bir özel şirket Fatih’te yeşil alan olan bir arsayı, 25 milyon TL’ye belediyeden satın alıyor. Bu yeşil alana İBB imar izni veriyor ve değeri katlanıyor. Değeri 430 milyar TL’ye çıkıyor. İBB, aynı arsayı sattıktan altı ay sonra 430 milyon TL’ye sattığı kişiden geri almış ve yeşil alana çevirmiş. Bugünkü parayla 106,5 milyon dolar durduk yerde İBB’nin cebinden çıkmış. Bu dosyayı hakime verecektik Süleyman Soylu elimizden aldı. Şimdi soruyorum: Hani Antalya’da yapılan konuşmaya, Kayseri’de yapılan konuşmaya, orada burada atılan tweete Türkiye başsavcısı gibi atlayan, akın akın giden Akın Gürlek’e söylüyorum. Olay 2011 yılı, yer İstanbul. Nasıl DHKP-C davasını bilmem kaç yıl geriye gidecek kadar fikri takibin var AKP için? Hadi bakalım, bu dosyayı, Süleyman Soylu’nun elimizden aldığı bu dosyayı al da işlem yap bakalım.

BAŞAKŞEHİR DOSYASI: İkinci örnek, 2016 yılı. İBB, doğrudan temin yoluyla 41 milyon TL’ye Başakşehir’de bir arsa satın alıyor. Araziyi İBB’ye satan kişi AK Partili Meclis Üyesi. Bu arazinin hiçbir yapılaşma hakkı yok. Arazi, askeriyenin içinde… Araziye 2021 yılında değerleme yaptırmışlar 13,3 milyon TL. Aradan geçen dört yıla rağmen değeri düşmüş. Askeri alanda kaldığı için hiçbir işe yaramayan arazi, AK Partili avukat tarafından tekrar İBB’ye satılmış 13,4 milyon TL’ye. Bugünkü kurla hesapladığımızda 500 milyar TL zararı var İBB’nin. Soylu aldı bu dosyaları, ne yaptı belli değil. Ey Ali Yerlikaya, dosyalar duruyorsa işlem yap. Ey Akın Gürlek, bu dosyaları İBB’den iste, gerekeni yap. Bunu her hafta hatırlatmaya devam edeceğim. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, hepimizin vergileri ile maaş almaktadır. O maaşların ya gereğini yapacak ya da o maaşları kendisine haram zıkkım edeceğiz.

CİHATÇILARIN GÖREV YAPTIĞI ORDUYA ALEVİLERİN HAYATI TESLİME DİLEMEZDİ: Hepimizin gözü kulağı bir yerden de Suriye’de. Son olayları üzüntüyle, endişeyle takip ediyoruz. Suriye’de oluşturulan yalancı baharın havası dağıldığında sivil kayıpların yaşandığı saldırıların tekrar başladığına şahitlik ettik. Lazkiye ve çevresindeki Arap Aleviler hedef oldular. Katliama tabi tutuldular. Aslında bugünlerin geleceği Hatay’daki akrabalarının aylardır endişelerinden belliydi. kendi sınırından on binlerce kilometre ötedeki çatışmalı yerlere, Birleşmiş Milletler görevi gereğince asker yollayan Türkiye, sınırından 65 kilometre aşağıda olan ve adım adım gelen bir katliama ağlayan yurttaşlarının sesini duymadı maalesef. Biz duyduk, söyledik, duyurduk, anlattık. Telefon açtık, gölge bakanları görevlendirdik. ‘Merak etmeyin. Suriye yönetimi kontrol altında. Kravat taktı akıllandı. Tam hakimiyet sağladı. İyiye gidecek’ dediler. Esas olarak da yapılması gereken doğruyu yapmadılar. Suriye’yi gerçekten temsil eden, sadece Sünnilerin değil Alevilerin de, sadece Arapların değil Türkmenlerin de, Kürtlerin de, Dürzilerin de temsil edildiği ve bir geçiş hükümetinin kurulması. Burada tüm tarafların temsil edildiği bakanların olması. Suriye ordusunun artık yabancı dışarıdan gelen, gelirken TikTok’a ‘Cihada gidiyorum, Alevi kesmeye gidiyorum’ diyen adamların şimdi ordunun içine alındığı bir sürecin içindeyiz. Dünyanın dört bir yanından gelen cihatçıların görev yaptığı bir orduya bu insanların hayatı teslim edilemezdi. İşte yapılması gerekenleri yapmadıkları için orada bir büyük katliam yaşandı. Önce rakamları söylemediler, küçük gösterdiler. Sonra videolara eski dediler ama en sonunda ortaya çıktı. Şimdi ‘El Şara’yı uyardık, dikkatli olacak. Soruşturma açtı’ diyorlar. Peki, hem Suriye’deki zaferin mimarıydın. Suriye çok iyi olmuştu. Esad gitmişti, zulüm bitmişti. Esad’ın yaptıklarını doğrudan bir gruba, Arap Alevilerine dönüp de Nusayrilere yüklemek, onları hedef göstermek, onları şeytanlaştırmak hangi aklın, hangi vicdanın eseridir? Hadi bunları oradaki o cihatçılar yapıyor. Bütün uyarılarımıza rağmen o cihatçıların elinde silah, güvenlik gücü olmuş.

YENİ ŞAFAK YAZARINA TEPKİ: Peki senin, bütün yaptığın her işi öven, resmen iktidarının Pravda gazetesi Yeni Şafak gazetesinde adam çıkıp köşe yazıyor ve diyor ki: ‘Nusayriler emperyalizme yaptıkları köpekliğin bir sonucu olarak hala Suriye’de sivil insan öldürecek kadar alçak oldukları için gebertiliyorlar.’ Bunu söyleyen bir Twitter hesabı olsa, El Şara’nın militanları için söylüyor olsa bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı harekete geçer, hesabı bulur, sabah evi basar, getirir. Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmenin, dini duyguları istismar ederek kin ve nefret yaratmanın bundan daha başka tanımı var mı? O Nusayri dediğin Arap Alevilerinin akrabaları 50 kilometre ötede Hatay’da yaşıyor, gözyaşı döküyor. Alçak adam.

Dava açacaksa ‘alçak adam’ lafını yazıyı yazana söyledim. Öbürü dava açacaksa zaten açacak bir sebep buluyor. Ama şu kadarını söyleyeyim: Biz burada dünyanın neresinde olursa olsun, Filistin ise Filistin’de, Ukrayna ise Ukrayna’da, dünyanın herhangi bir coğrafyasında bir masum kanı akıyorsa onların yanında duruyoruz.

ESAD’L TATİLE BEN GİTMEDİM: Bir de dün utanmadan çıkmış iki ittifak ortağı, ‘CHP Esad artıklarının yanında’ diyor. Ben Esad’la tatile de gitmedim. El ele göz göze kol kola gezmedim. Esad’a hep diktatör dedim. Sırf eski ettiğim güzel laflar yüzüme vurulmasın diye Esad denen adama Esad demeye de başlamadım. Demokratik Suriye’den, eşitlikten, barıştan yanayız. Türkiye’de Aleviyle Sünni’nin barışının, kardeşliğinin, kol kola girmelerinin, her zaman birlikte olmalarının, birlikte ağlamalarının, birlikte gülmelerinin, aşureyi birlikte kaynatmalarının, iftarı birlikte yapmalarının teminatıdır Cumhuriyet Halk Partisi. Bir tane Alevi vali yapmayan adamlardan, bir tane Aleviye terfi vermeyen adamlardan, sonradan Alevi açılımı yapıp da bir de kadroları dışarıdan devşirip kapı kapı gezdirip ‘Ne ihtiyacınız varsa verelim’ dediler. Alevilerle Sünnilerin ilişkisi, bizim canlarla ilişkimiz o ilişkisi değildir. Etle tırnak olmaktır, kaşla göz olmaktır, kalple ciğer olmaktır. Ne konuşuyorsun sen? Bu toplumda toplumsal barışı savunmanın yolu, katile bakarken kör olmaktan geçer. Kör olacaksın katile bakarken mezhep yönünden. Katil, mezhebi ne olursa olsun katildir. Cani, tabiiyeti ne olursa olsun canidir. Tecavüzcünün siyasi partisi olmaz. Hırsızın siyasi tercihi olmaz. CHP suçlulara da, katillere de, canilere de, mezhebine de, etnik kökenine de kör olarak ama bütün insanlara gönül gözü açık olarak bakar. 

DEM PARTİ İLE GÖRÜŞME: Dün DEM Parti heyetini ağırladık. Kürt meselesinde tutumu en net olan parti CHP’dir. Kürtler Kürt sorunu var diyorsa, vardır, çözülmelidir. Bu Meclis çatısı altında demokratikleşme ile çözülmelidir. Belediyelere kayyım atayacaksın Kürtlerin yoğun olduğu illerde, ilçelerde, başka taraftan açılım yapacaksın. Geçmişte terör örgütü olan PKK gelecekte terör örgütü olmaktan çıkacak anlaşılan. Şimdi yeni bir örgüt buluyorlar. O kişilerin gittiği bir kongre üzerinden bir terör tanımı yapıyorlar. Oranın üzerinden belediye meclis üyelerine sarılıyorlar, saldırıyorlar. Sonra da çıkmış, efendim, bir sihirli değnek değdi, bütün sorunlar çözülecek. Bu sorunu çözmenin yolu, kayyımları tarihe gömmek, düşünce ve inanç özgürlüğünün önünü açmaktır. 

MEVCUT ANAYASAYA UYMAYANLARLA ANAYASA MASASINA OTURMAYIZ: Hasta yatağındaki genel başkanla polemik yapmam ama bu Meclis’in başkanı var, ona bir çağrı yapmıştım. Sayın Kurtulmuş’un günü geldiğinde inisiyatif alacağını düşünüyorum. Kişisel pazarlık olur mu, al-ver işi yaparlar mı, anayasa pazarlığı olur mu? Hiçbir pazarlığın tarafı olmayız. Olanların olduğunu görürsek de onlardan yana tarafta olmayız, onlarla aynı yerde olmayız ama bir süreci dikkatle, hassasiyetle takip ediyoruz. Kimse bizden ne ön kesen, kanın akmasının, şehit gelmesinin, durmasının, terörün bitmesinin ve insanların, Türkiye’nin demokratikleşip özgürleşmesinin önünde engel olmamızı beklesin ne de başkasının planına alet olmamızı beklesin. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendine ait bir planı vardır, o da bu ülkeyi gerçek bir demokrasiye kavuşturmak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayallerini gerçekleştirmektir. Biz Türkiye’nin hem önümüzdeki seçimlere gidip de bu millet bu Parlamentoya gerçek, sivil, demokratik bir anayasa yapma yetkisi verene kadar mevcut anayasaya bile uymayanlarla anayasa masasına oturmayız, nokta.

BİR SONRAKİ CUMHURBAŞKANINI SEÇMEYE GİDİYORSUNUZ: Türkiye’nin cumhurbaşkanı adayını ilk kez ön seçimle belirleyecek üye sayımız 1 milyon 750 bine ulaştı. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeden derdi. Erdoğan’ın bence en doğru söylediği söz. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. İstanbul’u 4 kez kazanana bir daha bu fırsatı vermemek için onu kuşatan, kir tutmaz CHP’ye kir bulaştırmaya çalışan anlayışa inat hep birlikte ayağa kalktık. 23 Mart Türkiye’nin baharıdır. Dünyada diktatörler milyonların ayağa kalkmasıyla değiştiler, bizim Gazi’den aldığımız miras sandıktır. Sandıksız hiçbir şeye tevessül etmeyiz. 23 Mart sabahı uyanın, ayağa kalkın sandık başına koşun, bir sonraki Cumhurbaşkanını seçmeye gidiyorsunuz. Gel, seç, tarihe geç.”

Özel, grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, “HTŞ-SDG anlaşması ile ilgili, ben buraya gelmeden önce sözcüleri anlaşmanın içeriğine ilişkin yapısal çok farklı açıklamalar yaptı. Bu konunun netleştirilmesi gerekiyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde geçici hükümeti destekleyecek çalışmaları doğru buluruz. Biz ihtiyatlı bir iyimserlikle takip ediyoruz. Bu anlaşmanın Alevilere nasıl bir güvence vereceğini de bilmek gerekir. Bütün kesimler açısından bu tür anlaşmaların çatışmalarını bitirmesini ümit ederim” dedi.

 

(HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir